Tilavet; tabi olmak, peş peşe yapmak, geciktirmek, okumak ve manasını düşünmek anlamlarına gelir. ıstılahta, Kur’ân’ı usulüne uygun olarak okumak demektir. Kur’ân’da “telâ” fiili 61 defa geçmiş ve takip etmek (Şems, 91/2), okumak (Enfâl, 8/2), ilim ve amel ile tâbi olmak (Bakara, 2/121), indirmek (Âl-i İmrân, 3/58) ve uydurmak (Bakara, 2/102), anlamlarında kullanılmıştır. Bu kelime daha çok âyetleri, Kur’ân’ı okuma anlamındadır.
“Tilâvet”, kıraat’ten daha özeldir, her tilavet kıraattir, ancak her kıraat tilavet değildir. Çünkü tilavette, tekrar tekrar ve güzel güzel okuma, okunanı anlama ve hükümlerine uyma, insanlara bildirme ve duyurma anlamı vardır. “Kitaptan sana vahyolunanı oku.” (Ankebût, 29/45) Bu ayette geçen kitaptan maksat Kur’ân-ı Kerim’dir. “Vahyolunan” ise ayetler, Allah’ın emir ve yasakları, hüküm ve tavsiyeleridir. “Kitaptan sana vahyolunanı oku” emri, dört görevi içerir:
(a) Kur’ân okumayı öğrenmek ve okumak “Oku” emrini yerine getirebilmek için, her şeyden önce Kur’ân okumayı öğrenmek gerekir. Dolayısıyla her Müslüman’ın Allah’ın kitabı Kur’ân’ı aslından yani Arapça olarak düzgün, doğru, güzel ve anlamını bozmayacak bir şekilde okumayı öğrenmesi gerekir.
(b) Kur’ân’ın içeriğini öğrenmek ve anlamak Kur’ân’ı okumanın asıl amacı, Allah’ın kelamını anlamak, içeriğini; emir ve yasaklarını, helal ve haramlarını, hüküm ve tavsiyelerini öğrenmektir. Aşağıdaki ayetler bunun delilidir: “Biz, düşünüp anlayabilsinler diye (gerçekleri) bu Kur’ân’da değişik biçimlerde açıkladık.” (İsra, 17/41) “Biz Kur’ân’ı, akıl erdiresiniz diye Arapça bir Kur’ân olarak indirdik.” (Yusuf, 12/2) Kur’ân’ı derinlemesine anlayıp içeriğini öğrenebilmek için Arap dilini, tefsir, hadis, fıkıh, kelam, tarih, sosyoloji ve psikoloji bilim dallarını bilmek gerekir ise de Kur’ân meali ve tefsiri okuyarak da belirli bir düzeyde Kur’ân’ı anlamak ve öğrenmek mümkündür. Bütün kitaplar, bir tek kitabı yani Kur’ân’ı anlamak ve öğrenmek için okunur.
(c) Kur’ân’ın hükümlerine, emir ve yasaklarına uymak. “Ütlü” fiilinin “uy, tabi ol” anlamı bu manaya işaret etmektedir. Kur’ân’ı okumak, öğrenmek ve anlamaktan maksat; hükümlerini uygulamak, emir ve yasaklarına uymak, öğüt almaktır. “Andolsun biz, Kur’ân’ı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Var mı düşünüp öğüt alan?” (Kamer, 54/17) anlamındaki ayetler bunun delilidir.
(ç) Kur’ân ve hükümlerini diğer insanlara öğretmek. “Ütlü” fiilinde “bildir, haber ver” anlamı da vardır. Şu ayetlerde “ütlü” fiili bu anlamdadır: “(Ey Peygamberim!) De ki, “Gelin, Rabbinizin size haram kıldığı şeyleri okuyup bildireyim.” (En’âm, 6/151) “(Ey Peygamberim!) Onlara, Âdem’in iki oğlunun haberini gerçek olarak oku, haber ver.” (Mâide, 5/27)