Çocuğunun algısı gelişmeye başladığı ilk andan itibaren, muhtemelen her şeyi sistematik bir şekilde ona öğretmeye çalışıyorsun. Bu çaba senin için belki bir görev gibi geliyor olabilir. Belki de bu durum seni mutlu ediyordur; neticede çocuğun yeni şeyler öğrenirken her anında sen yanındasın. Durumu biraz da abartarak çocuğuna çeşitli ödüller vererek, bu ödüllerle ona istediğin işi yaptırıyor, hatta istediğin alışkanlığı kazandırmayı hedefliyor da olabilirsin. Bu, bir müddet sana doğru olarak gelecektir. Hepimiz için bu durum zaman zaman böyle olmuştur. İlk başlarda her şey yolundaymış gibi düşünebilirsin ama aslına bakarsan olayın iç yüzü hiç de öyle değil. Şimdi bunu çeşitli örneklerle detaylandıralım ve konuya bir açıklık getirelim.
Ödül nedir?
Ödül, çocuğunuza, hatta bebeğinize; yapmasını istediğiniz bir davranışın, bir öğretinin yerine getirilmesi neticesinde ona verdiğiniz/vereceğiniz hediyelerdir. Bu durum, koşullara bağlı gelişen etkinlik süreci olarak da tarif edilebilir.
Bu ödül bir çikolata olabilir, bir dondurma olabilir, geziler, yürüyüşler olabilir. Belki bir bilgisayar, belki bir telefon, belki bir oyuncak…
Belki de sadece onu alkışlamak bile olabilir.
“Suyunu içersen seni alkışlayacağım!” Şeklindeki bir telkin, ödül niteliğine bürünürken; alkışlamayı, yapılan doğru bir davranışın ardından yaptığımızda ise bu durum ödülden ziyade motive aracı olacaktır.
Burada önemli olan nokta, verilecek hediyenin bir koşula bağlı olarak verilmesi ile aslında ödül sisteminin uygulanıyor olması.
Hediye nedir?
Hediye, annenin, babanın, kişinin içinden gelerek, bir koşula bağlı olmadan alınan şeylerdir, armağanlardır. Koşula bağlı alınan hediyeler; hediye değil, ödül oluyor dediğim gibi.
Annelik kimi zaman zor bir süreç olabilir. Uykusuzluk ve bazen de içinde bulunduğun yorgun hallerin seni biraz düşündürüyor olmalı. Bir de onca şeyin arasında, “Nasıl bir anneyim?” ve “Nasıl iyi bir ebeveyn olabilirim?” sorularının cevabını arıyor olabilirsin. Şimdi lütfen bu düşüncelerini bir kenara bırak ve kendine endişeli sorular yöneltmekten vazgeç. Sen bir annesin ve bu o kadar güzel bir duygu ki.. Şükret… Mutlu ol… Endişeli soruların içinde kaybolup kendine haksızlık etme. Merak etme, sen çok iyi bir anne olacaksın. Hatta öylesin… Şimdi biraz gülümse ve iyi şeyler düşün. 🙂
Ödül üzerine örnek.
Mark Lepper ve Edward Deci.. Ödülün etkilerini göstermek ve de zararına dikkat çekmek için birbirinden habersiz olarak çalışan iki psikoloji profesörü. Profesör Deci, üniversite öğrencilerinden oluşan iki gruba Legolar veriyor. İlk gruba, Legolardan oluşturdukları her şekil için para veriyor, ikinci gruba ise hiçbir şey vermiyor.
Hangi grubun Legolarla daha fazla uğraşacağını ölçmek için de süre tutuyor. Tahmin ettiği gibi, ödül alan grup, Legolarla daha çok vakit harcıyor. Ancak deneyin en önemli kısmı ikinci bölümde.
Profesör, ilk turun tamamlanmasının ardından öğrencilerini yeni bir odaya alıyor. Burası içlerinde Legoların, farklı nesnelerin ve dergilerin olduğu bir mekân. Bu defa her iki gruba da ödül verilmiyor ve işler tam da bu noktada değişiyor. Ödül alan grup Legolarla çok az süre oynuyorken, hiç ödül almayan grup ise çok daha uzun süre oynuyor.
Prof. Deci, bu araştırmasını üniversite öğrencileriyle yapmıştı.
Mark Lepper ise Deci’nin deneyine benzer bir deneyi, anaokulu çocuklarıyla yapıyor. Lepper’in deneyinde de ödül verilen grup, deneyin ikinci bölümünde yaptığı işle çok az vakit geçirirken, ödülün verilmediği grup ise çalışmaya aynı heyecanla ve tempoyla devam ediyor.
Bu deneyler bize gösteriyor ki, ödül maalesef işe yaramıyor. Görünen o ki olumsuz yönde de etkiler oluşmasına sebep olabiliyor.
Ödülün olumsuz etkileri nelerdir?
Ödülün varlığı ortadan kalkınca, çocuk da karşılığında ödül vadedilen o işi yapmayı bırakıyor ve motive amaçlı başlatılan süreç maalesef hüsranla sonuçlanıyor. Bu yönde yapılmış olan araştırmalar ve deneyler de açıkça gösteriyor ki ödül sistemi, çocuğun bir işe daha fazla ilgi göstermesini ve o işe daha çok zaman harcamasını sağlıyor. Hatta ve hatta ödül alıyor olduğunu bilmek, çocuğun heyecanını en üst seviyeye kadar çıkarıyor. Ancak mesele şu ki; ödül ortadan kalktığında, çocuk o işi yapmayı bırakıyor. Bu durum ayrıca, çocuğun yapacağı her işi ödül karşılığında yapmayı arzulamasına da sebebiyet verebiliyor. Çocuğun yapacağı işin sebebi konumuna yüklenen ödül kavramı ortadan kalktığında, çocuğun belirlenen işi yapması için de herhangi bir sebebi kalmıyor.
Ödül değilse; ne peki?
Çocuk gelişiminde ödülü motive aracı olarak kullanmak yerine, çocuğunla eğitici oyunlar oynayarak ona vakit ayırmayı deneyebilirsin. Bir davranışın kötü olduğunu kızıp bağırarak öğretmek yerine anlatarak öğretmeyi denediğin gibi, bir işin iyi ve güzel oluşunu da eğitici oyunlar yardımıyla anlatıp uygulamasını bekleyebilirsin. Seninle etkileşim içinde oluşu zaten çocuğun için en güzel ödül, bundan emin olabilirsin. J
Sürekli verilen ödül motive aracı olabilir mi?
Çoğu anne ve babalar; “Takdir getirirsen sana büyük hediye var!”, “Sen hele şu okulu bir kazan da gerisi kolay..” şeklinde cümlelerle çocuklarını motive etmeyi amaçlıyor olsalar da durum bambaşka bir noktaya doğru gidiyor. Ödül sistemi, motivasyon aracı olarak bir süreklilik arz ediyor. Sürekli ödül verilerek, yapılan her işin ödül ile noktalandırılacağı bilinci aşılanıyor ve bu sayede oluşacak motive amaçlanıyor. Fakat bilinmesi gerekiyor ki; bu şekilde bir yol izlendiğinde çocuk bir noktadan sonra verilen ödüllerden sıkılır ve yapacağı işi yapmamaya başlar. Verilen ödüller onun için sıradanlaşır. Ödülün verdiği heyecanla yapılan işteki heyecan duygusu kaybolmaya başlar. Durum bu noktaya geldiğinde ise senin bu ödülleri büyütüyor olman gerekebilir. Mesela çocuğuna birinci dönem getireceği takdir belgesi için bisiklet hediye etmeyi düşünüyorsan, ikinci dönem getirilecek takdir belgesi için, artan beklentiyle de orantılı olarak daha büyük bir ödül belirlemen gerekebilir. Bu durumun maalesef ki bir sonu yok…
İnsanların sahip oldukları şeylere hemen alıştığı bilinen bir kanı. Örneğin alınan bir enstrümanın verdiği mutluluğun giderek azalması sonucu, bu enstrümanın daha iyisinin ve daha güzelinin aramaya başlandığı gibi.. Veya bir araba alıp, bir müddet sonra bu arabaya alışıp, daha az keyif alıp, yeni bir araba almayı istemek gibi…
Ödül sistemini uygulayarak çocuğuna iyilik yaptığını düşünürken, aslında ona nasıl bir yöntem uyguladığını şimdi sen de biliyorsun. Unutmamak gerekiyor ki; ödül sistemini sürekli olarak uygulayamazsın. Eğer bu şekilde bir uygulama yapıyorsan, sürekli ödül verdiğin evladın, senden sürekli olarak bir şeyler bekliyor olacak.
Konunun özeti şu aslında; her şeyin bir dengesi var ve sürekli ödül vermekle her şey düzelmiyor. Yazımın önceki bölümünde de belirttiğim gibi, çocuğuna vakit ayırarak, onunla eğlenceli aktiviteler yaparak onu motive edebilirsin. Okuma yazmayı öğreneceği okula onu hazırlarken evde eğlenceli harf ve sayı çalışmaları yapabilirsin. Ayrıca ona dualar ve sureler öğreterek, dini bilgileri de onunla paylaşarak, onu bilgilendirebilirsin.
Ödül sisteminin en sancılı duygusu; ödül alamama!
Ödüller vererek çocuğunu motive etmekte ısrarcısın. Fakat doğru bildiğin ve uyguladığın bu sistemde çocuğuna yönelttiğin ödüller, işin neticelenmesi sonucu verileceği için, psikolojik olarak o işi yapmadığı zaman ödülün alınamayacak oluşu da çocuğunun zihnini meşgul edebilir. Unutmayalım ki çocuklar öğrenme sürecinde bizlerden farklı düşünüyor ve hatta bazen bizim bile aklımıza gelmeyen hususlarda belirli sorular soruyorlar.
Örneğin çocuğuna, “Ödevini yaparsan, sana çikolata vereceğim!” diyerek; çikolatayı ona ödevin yapılmasına bağlı ödül olarak sunuyorsun. Bu aslında “Ödevini yapmazsan, sana çikolata vermeyeceğim!” anlamına da geliyor. Çocuk bu durumda, zaten yapması gereken ödevlerini hazırlarken, alacağı ödüle odaklanarak, ödül için bir çaba içine girecek. Sorumluluk bilincinin gelişmesini beklediğin evladın; verdiğin ödüller neticesinde, sorumlu olduğu işler için senden bir şeyler beklemeye başladığında, sorumsuzluk bilinci ortaya çıkmış olacak.
Ödül alamama duygusunun ağır basmasının da etkisiyle ne gibi sorunlar oluşabileceğini şimdi daha iyi değerlendirebilirsin.
Haydi, şimdi interneti bir kenara bırak ve çocuğunla ilgilen, olur mu? 🙂
2 yorum
Çok önemli konulardan birine daha değinmişsiniz, elinize sağlık. Çocuklarda ödülün sınırlı olması gerektiğine inanıyorum bende hatta hiç olmaması gerketiğine. Bir süre sonra çocuklar yapacakları şeyleri sadece ödül kazanabilmek için yapmaya başlıyorlar. Verdiğiniz örnekteki gibi açıklayıcı bir çalışma olmuş teşekkürler.?
Çocuklara ödül vermek doğru bilinen bir yanlış. Bebekliğinden başlamak üzere ödüle alıştırılan çocuk, ödül olmadan yapması gereken işleri yapmak istemiyor. Çok doğru dediniz, maalesef hediye vermek ile ödül vermek ebeveynlerce çok sık karıştırılıyor.